|
Bu konuyu iki açıdan ele almak gerekebilir.
1- Mimari açıdan bu kaçıklık bir problem yaratacak ise ( ki hazır banyo, mobilya vesair ihtiyaçlarını karşılanması gereken otel gibi binalarda ciddi problemler yaratabilir ), önceden üzerinde anlaşılmış bir KABUL KRİTERLERİ metni olmalıdır. Ülkemizde ve yurtdışında ( özellikle ) bu herzaman üzerinde durulan ve dikkat edilen bir konudur. Burada önemli olan artı/eksi mesafelerin kabul sınırlarıdır. Mimarlar ve kullanım açısından başka bir bağlayıcılığı yoktur. Değerlere uyulması için kontrol mekanizmasının da çok mükemmel çalıştırılması gerekir. Nitekim, yapılan imalattan dönüş düşüncesi çare olmamalıdır.
2- Yapısal açıdan kolon kaçıklığı herzaman problem çıkarmayabilir. Bu konuda ülkemizdeki yönetmelik ve standartlarda herhangi bir sınır değer verilmemektedir. Esasen; bu biçimde bir sınır değer verilmesinin pratik ve teknik bir mantığı da yoktur zaten. Bir kolonun çeşitli etkiler altında kapasitesinin hesaplanması bir çok parametreye bağlıdır ve farklı tip yapılarda farklı değerdeki kaçıklıklar kolona farklı yükler verirler. Dolayısıyla bu durumlarda bir genelleme yapılması sözkonusu olmaz diye düşünüyorum. Bununla birlikte yönetmeliklerde verilen ve kolon yapısal çözümü için kullanılan minimum dışmerkezlik değerinin ( 15 mm + 0.03h ), kaçıklığı sınırlamada bir maksimum değer olabileceğini düşünmek pek yanlış olmaz fikrindeyim. Kaldı ki TS500-2000 ' BİNA DAYANIMININ SAPTANMASI' başlığı altındaki 14.Bölümde: Yapım sırasında, malzeme dayanımlarının güvenilir biçimde saptanabilmiş olması durumunda; malzeme katsayılarının beton için 1.3 ve BÇ için 1.1 değerine kadar düşürülebileceğini ifade etmektedir. Aynı paragrafta: Taşıyıcı elemanların ve döşeme kaplamasının değerleri ile duvarların boyutları ile birim hacim ağırlıkları da doğru olarak hesaplara yansıtılmış ise, yapı güvenliğinin analitik değerlendirmesinde, sabit yük katsayısı 1.4 yerine 1.2 olarak alınabilir denmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki: Bu tip değerlendirme yapabilmeniz için; binanın yapım aşamasındaki yapısal hesapların ( özellikle deprem hesabı ) ciddi olarak gerçekleştirilmiş, projenin doğru uygulanmış ve beton üretim ve döküm aşamalarının kayıtlı olarak tutulmuş olması gerekmektedir. Bu tip durumlarda mühendis, her zaman güvenlik yönünde kalmalıdır, maliyet tarafında değil...
Kısacası şahsi fikrim: Yaklaşık ( 15 mm + 0.03h ) değerine kadar olan kaçıklıklarda yapısal bir sıkıntının gerçekleşmeyeceği, TS500 ünde bu konuda ( kaçıklık ile ilgili herhangi bir madde olmamasına rağmen ), yapım sonrası değerlendirme ile ilgili olarak, kaliteli inşaatlarda malzeme ve yük katsayılarının azaltılabilmesi konusunda cevaz verir görünümünde olduğu söylenebilir. Bu durum, kaçıklığı değerlendirecek mühendise bir dfereceye kadar rahatlık vermektedir ki böyle de olmalıdır.
Daha büyük boyutlu kaçıklıkların mevcut olması durumunda; bu kaçıklıkların yapıya etkisi, kesinlikle ya münferit olarak veya yapının tamamı için hesap yapılarak kontrol edilmelidir.
İyi Çalışmalar Dilerim,
ERKAN ŞAMHAL İnş.Yük.Müh. İ.T.Ü.-1989 |
|