İnşaat Sözlüğü      |       www.civilturk.com


ADERANS: Bir boya özelliğidir. Kuru film tabakasının yüzeyler üzerinde kabarmadan,ince tabakalar halinde kalkmadan veya çatlamadan durma kabiliyetidir.
Agrega: Beton ve harçlarda ana bölümü oluşturan atıl maddeler.
AHŞAP DOĞRAMACI: Ahşap Doğramacı, el takımları, makine ve ekipman kullanarak, ahşap malzemelerden her türlü sabit ve hareketli ahşap doğramaların imalat, montaj ve onarım işlemlerini, kendi başına ve belirli bir süre içerisinde yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir
AKRİLİK ESASLI BOYA: Bağlayıcısının çoğunluğunu akrilik reçine oluşturan, su ile inceltilen boyalardır.
aks: Eksen. mil. Yapı ve projelerde iki öğeden birinin ortasından diğerinin ortası ölçüsü/uzaklığı
ALÇI DEKORASYONCU: Kendi başına ve belirli bir süre içerisinde, alçı, alçıpan ve diğer alçı ürünlerini kullanarak alçı sıva, kartonpiyer, dökme tavan, asma tavan, bölme duvar ve duvar giydirme işlemlerini yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.
ALIN DUVARI: Bir beşik çatıda damlalık aşığına bitişik olan duvar parçası. Alın duvarı merteklere dik doğrultudadır.
ALTYAPI: Su, elektirik, kanalizasyon, yol gibi tesislerin tamamına verilen ad, enfrastrüktür.
ALT YÜKLENİCİ: Ana yüklenici ile sözleşme yapan yüklenicidir.
ALÜMİNYUM DOĞRAMACI: Makine-ekipman ve el aletleri kullanarak, alüminyum profil ve yardımcı malzemelerden, doğrama, panjur, asma tavan, giydirme cephe ve çeşitli konstrüksiyon imalatı ve montajı ile ilgili işlemleri, kendi başına ve belirli bir süre içerisinde yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.
AMPATMAN: Büyük boyutlu somellerde malzemeden tasarruf edilmesi amacıyla, somelin üst kısmında bina yükünün 45 derecelik yayılma açısına uygun biçimde yapılan kademeye verilen ad.
ANA DUVAR: Yığma bir yapıda taşıyıcı duvar, beden duvarı.
ANA SÖZLEŞME: Mal sahibi ile doğrudan yapılan sözleşmedir. Bu sözleşme inşaatın bölümlenmesine bağlı olarak bir veya birden fazla sayıda olabilir.
ANA YÜKLENİCİ: Mal sahibi ile sözleşme yapan yüklenici.
ANIT: 1. Önemli bir olayın ya da büyük bir insanın anısını yaşatmak üzere dikilen, göze çarpacak büyüklükte heykel veya yapı, abide. 2. Tarih ve sanat değeri büyük yapı.
ANLAŞMA: İnşaat proje yöneticisi ve mal sahibi veya yüklenici ve mal sahibi arasındaki sözleşme hükümlerini içeren belge. Bunda başka evraka da atıf yapılabilir.
APARTMAN: 1. Bir bina içinde birkaç odadan meydana gelen, bir kişi veya bir ailenin oturabileceği büyüklükte daire. 2. Böyle dairelere bölünmüş bina.
ARA KÜPEŞTE: Bir korkulukla küpeşteye paralel öğe.
ARAZİ MAKETİ: Düzenlenecek toprak parçasının mevcut durumunu ya da alacağı biçimi gösteren maket.
ARSA: Üzerinde yapı kurulmak üzere ayrılmış yer; yasaya göre, belediye sınırları içinde bulunup belediyece parsellenmiş arazi.
ARSA ÇAPI: Arsanın kadastro haritasından çıkarılmış ölçekli örneğine verilen ad. Üzerinde ölçeği, komşu parsel numaraları, kuzey işareti ve ada parsel numarası bulunur.
ARŞİV ÇİZİMLERİ: İnşaat tamamlandıktan sonra, fiilen yapılan işi gösteren çizimlerdir (planlardır).
ASANSÖR MONTÖRÜ: Her tür asansörün montajına ve işletmeye alınmasına ilişkin işlemleri, kendi başına ve belirli bir süre içerisinde yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.
ASIL ÇİZİMLER: İnşaat proje yöneticisi ile malsahibinin bu konu üzerinde anlaştıkları hizmetler.
ATAŞMAN DEFTERİ: Plan ve projeleri bulunmayan işlerle ilgili defter. Defterde sözkonusu imalatlara ait tartı,ölçü tutanaklarının yanısıra kroki,bilgi ve hesaplamalar kaydedilir. Bu defter kontrolör tarafından imzalı biçimde üstleniciye (müteahhit) verilir.
ATİKA DUVARI: Bir çatının önündeki duvar.
AVADANLIK: Dülger, neccar, marangoz, kurşuncu... gibi İnşaat işçilerinin kullandıkları aletlerin takımı.
AVLU: Bir yapının veya yapı grubunun ortasında kalan, duvarla çevrili alan. Dış avluya “harim”,iç avluya ise “harem” denir.
AYRIK DÜZEN: Yapıların birbirine bitiştirilmeksizin yerleştirildikleri yapı düzeni.
AYVAN (eyvan): 1.Eski evlerde, özellikle Güneydoğu Anadolu evlerinde avluya bakan yüzü açık, yüksekçe döşemeli, dikdörtgen planlı hacim. Ayvanlar genellikle bir beşik tonozla örtülü olup ortalarında küçük bir havuz bulunur. 2. Köşk.
AŞIK: Çatılarda mertekleri veya örtüyü taşıyan yatay ağaçlardan her biri, aşırma.




B
BADANA: Esas olarak, kireç ile suyun karıştırılması ile elde edilir. İç cephe dekorasyonu için kullanılır. Yıkamaya karşı dayanıklı değildir.
bakalit: Kapı ve pencere kollarında, kimi aydınlatma donanımlarında kullanılan bir yapay reçine
BALKON: 1. Bir binanın üst katlarından dışarıya doğru çıkmış, üzeri açık, önü ve yanları korkulukla çevrili yer.
BANLİYÖ: 1. Büyük bir kentin yakın çevresinde bulunan ve yaşayışına katılan yerleşme. 2. Büyük bir kentin yakın çevresi, yöre, dolay.
BARAKA: Tahta, çinko, sac gibi hafif şeylerden yapılmış, temelsiz, eğreti yapı.
BARBAKAN: İstinat duvarları arkasında toplanan suyun isalesi amacıyla yapılan delikler. Tabii zeminden 10 cm yukarıda, yatay ve düşey olarak 3 er metre arayla şaşırtmalı biçimde yerleştirilirler.
BATARDO: Su kenarında ve su seviyesinin altında kazı yapılabilmesi amacıyla uygulanan tahkim işi.
BETON POMPA OPERATÖRÜ: Kendi başına ve belirli bir süre içerisinde, mobil ve yer (sabit) beton pompa makinelerini, beton dökümüne hazırlama, beton dökme ve döküm sonrası bakım işlemlerini yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir
BOLLUK: Bir işlem grubunun programdaki toleransı (emniyet payı). Bolluk, başlama ve bitişe bağlı erken ve geç tarihlerin karşılaştırılması ile hesaplanır.
BİÇİM: Somut sanatlarda belli bir temanın plastik veya grafik açıdan dile getirilişi, form.
BİNA: İçinde yaşamak veya çeşitli eylem ve işlevleri (fonksiyonları) gerçekleştirmek üzere kurulan yapı: ev, okul, türbe binadır, köprü ise yapıdır. Her bina bir yapıdır, her yapı bina değildir.
BİNGİ (küresel bingi): 1. Sivri tonoz kaburgalarının arasını dolduran küresel üçgen parçalardan her biri. 2. Bir kubbeyi taşıyan kemerlerin arasında yer alan ve kare plandan yuvarlak plana geçişi sağlayan küresel üçgen, pandantif.
BİRÇOK ANA SÖZLEŞME: İşin özgün ve belirlenmiş kısımları için çeşitli (ayrı) yüklenicilerin mal sahibi ile doğrudan yaptığı sözleşmeler.
BİRİM FİYAT LİSTESİ: Her takvim yılı başında rayiçler tespit edildikten sonra yapılarda bulunan imalatlara ve nakliyeye tabi malzemelerin yükleme-boşaltma ve istifine ait analizler Büyük Fiyat Analizi esaslarına göre hesaplanarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yüksek Fen Kurulunca Birim Fiyat Listesi olarak bastırılır ve dağıtılır.
BİRİM FİYAT NO: “Poz no” olarak da bilinir. Rayiç veya birim fiyatların tanınmasına yarayan bir kod numarasıdır.
BİRİM FİYAT TARİFLERİ: Birim fiyat listesinde verilen imalatlarda her poz numarasına göre kullanılan malzeme miktarları,yapım tarzı ve sırası uygulama şartları ve kapsamı ile birim fiyat ödemesine nelerin dahil olup olmadığı ve her imalatın ölçü tarzının açıklandığı senelik olarak basılan kitap.
BÜTÇE: Bir inşaat projesi için mal sahibi tarafından ayrılan, para ve zaman miktarı.
BİTİŞ TARİHİ: İnşaat sözleşmesindeki tüm koşulların yerine getirildiği tarih.
Büz: Boru, künk. Betondan drenaj ve pissu borusu
BÖLGESEL PLANLAMA (Bölge Planlaması): Bölge çapındaki fiziksel planlama.




C
CADDE: Kent içinde anayol.
CAM: 1.Soda ve potas katılmış silisli kumun ateşte ergitilmesiyle yapılan sert , çoğu saydam ve kırılgan gereç, sırça. 2. Bu maddeden yaoılıp her çeşit açmalara takılan levha halindeki gereç, pencere camı.
ÇAP: Bkz. arsa çapı.
ÇARDAK: 1. Üstüne sarmaşıklı ağaç veya çiçek sarılarak yapılmış kafesli gölgelik. 2. Ağaç dallarından çatılmış gölgelik. 3. Sofa (Ankara yöresinde).
ÇATI: 1.Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin hepsi. 2. Yapıların üstünü akıntılı bir tarzda örtecek malzemeyi taşımak üzere yapılan çoğu ahşap veya maden iskelet.
CEPHE: 1.Bir binanın yüzlerinden her biri; özellile ön yüz. 2. Görünüş.
ÇERÇEVE PROGRAM: Üst yönetim düzeyi için hazırlanmış bir özel program olup projenin ana unsurları ile onların süre ve sıralarını gösterir. Bu program bir ağ grafiği, ara hedefler programı veya çubuk grafik biçiminde olabilir.
CEZA: Sözleşmedeki yükümlülüğün yerine getirilmemesi hali için genelde öngörülen ceza.
ÇEŞME: Herkesin yararlanması için düzen altına alınan bir suyun akıtıldığı yapı.
ÇIKMA: Bir binanın üst katlarından dışarıya doğru taşan kısım.
CUMBA: 1. Eski Türk evlerinde çoğu kafesli çıkma. 2. Bir ahşap tablanın kenar yüzü.
ÇİFTLİK: Ekilmeye ve her tür evcil hayvanları yetiştirmeye elverişli olan ve orada çalışanların oturması için evler bulunan geniş tarım alanı.
ÇİZİMLER: İşin gerçekleştirilmesi için, proje elemanlarının yer, biçim ve boyutlarını gösteren grafiklerdir.
ÇÖRTEN: Kesme taş istinat duvarlarında uygulanan barbakanlara verilen ad.




Ç
CADDE: Kent içinde anayol.
CAM: 1.Soda ve potas katılmış silisli kumun ateşte ergitilmesiyle yapılan sert , çoğu saydam ve kırılgan gereç, sırça. 2. Bu maddeden yaoılıp her çeşit açmalara takılan levha halindeki gereç, pencere camı.
ÇAP: Bkz. arsa çapı.
ÇARDAK: 1. Üstüne sarmaşıklı ağaç veya çiçek sarılarak yapılmış kafesli gölgelik. 2. Ağaç dallarından çatılmış gölgelik. 3. Sofa (Ankara yöresinde).
ÇATI: 1.Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin hepsi. 2. Yapıların üstünü akıntılı bir tarzda örtecek malzemeyi taşımak üzere yapılan çoğu ahşap veya maden iskelet.
CEPHE: 1.Bir binanın yüzlerinden her biri; özellile ön yüz. 2. Görünüş.
ÇERÇEVE PROGRAM: Üst yönetim düzeyi için hazırlanmış bir özel program olup projenin ana unsurları ile onların süre ve sıralarını gösterir. Bu program bir ağ grafiği, ara hedefler programı veya çubuk grafik biçiminde olabilir.
CEZA: Sözleşmedeki yükümlülüğün yerine getirilmemesi hali için genelde öngörülen ceza.
ÇEŞME: Herkesin yararlanması için düzen altına alınan bir suyun akıtıldığı yapı.
ÇIKMA: Bir binanın üst katlarından dışarıya doğru taşan kısım.
CUMBA: 1. Eski Türk evlerinde çoğu kafesli çıkma. 2. Bir ahşap tablanın kenar yüzü.
ÇİFTLİK: Ekilmeye ve her tür evcil hayvanları yetiştirmeye elverişli olan ve orada çalışanların oturması için evler bulunan geniş tarım alanı.
ÇİZİMLER: İşin gerçekleştirilmesi için, proje elemanlarının yer, biçim ve boyutlarını gösteren grafiklerdir.
ÇÖRTEN: Kesme taş istinat duvarlarında uygulanan barbakanlara verilen ad.




D
DAL DÖŞEME: Statik olarak çift doğrultuda çalışan döşeme.
damper: 1.Kamyonlarda devrilir kasa, döker; 2. havalandırma tesisatında hava ayarı yapılır kapak.
dayk: Su seddi, bent duvarı, mendirek; 2. Kesen damar. Yer kabuğu içindeki dikine damar.
DE STİJL: Leidende içlerinde Vilmos Huszar, Antonie Kok, Piet Mondrian, Jacobus Johannes Oud ve Theo van Doesburgun bulunduğu bir grup sanatçı, birleşerek De Stijl adını taşıyan dergiyi yayınladılar.
DEĞİŞEN KOŞULLAR: Sözleşmelerin dayandığı koşulları değiştiren fiziksel veya diğer koşullar.
DEĞİŞİKLİK TALİMATI: Sözleşmeye yapılan eklemeler, çıkarmalar veya değişiklikler ile sözleşme tarafları arası yazılı anlaşma veya talimatlar olup “sözleşme değişikliği” adı da verilmektedir.
DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ: Maliyet ve süreyi etkileyen nedenlerle, sözleşme evrakında yapılması önerilen değişiklilikler hususundaki açıklamaların proje yöneticisi tarafından yazılı veya sözlü olarak bildirilmesi.
dekapaj: Bina yapılacak bir arsa, dolgu yapılacak bir arazinin üzerindeki bitkisel ya da yumuşak toprağın, açık maden işletmelerinde cevher üzerindeki toprağın sıyrılması
Demeraj: Çalışma, harekete geçme. Bir elektirikli makinenin ilk çalışmaya başlaması.
Demobilizasyon: Dağıtma,geri taşıma. İş bitimi nedeni ile bir şantiyenin dağıtılması, yardımcı tesislerin sökülüp geri getirilmesi.
DENGE: 1.Hareketsiz bir cisim üzerine etki yapan kuvvetlerin, o cisimde bir devim meydana getirmemeleri veya devimli bir cismi etkileyen kuvvetlerin o cismin yörüngesini ve hızını değiştirmemeleri hali. 2. Karşıt iki kuvvetin denk gelmesi hali, muvazene.
DENİZLİK: Pencerelerin tabanını teşkil eder.Su geçirmeyen malzemelerden yapılması gerekir.Öne doğru eğim verilmesi,suyun dışarı akmasını geride ve yanlarda yükseltilmesi suyun içeri sızmamasını sağlar.Uç kısmı duvar yüzünden çıkıntılı ve damlalıklıdır.
derivasyon: Yatak değiştirme, çevirme. Kuruda çalışma için bir akarsu yatağını geçici olarak değiştirme.
DERİNLİK ZAMMI: Her cins zeminde el ile yapılan her çeşit derin kazılarda iki metreden sonrasına derinlik zammı verilir. Bu zam kazı fiyatından ayrı olarak verilir. Makina ile yapılan derin kazılara derinlik zammı verilmez.
DERİNLİK ZAMMI: Her cins zeminde el ile yapılan her çeşit derin(dar derin ve geniş derin) kazıların derinliği iki metreden fazla olanların yalnız iki metreden sonra yapılan bütün kazı hacmi uygulanmak üzere derinlik zammı verilir. Bu zam kazı fiyatından ayrı olarak verilir.Makina ile yapılan derin kazılara derinlik zammı verilmez.(Bayındırlık)
DIŞ MEKAN (kentsel mekan): Sokaklarda, alanlarda, parklarda, bahçelerde, özetle insan yapıtlarının arasında kalan ve bunlarla sınırlanan mekan.
dofen: Çarpılıp ezilmelerden korumak için yağmur iniş borularının alt bölümüne, omuz düzeyine kadar konan alt ucu kıvrık kırkdöküm boru.
DOLAYSIZ MALİYETLER: Bu maliyetler, şantiyede projenin yapımı ile doğrudan ilişkili olarak, işçilik malzeme, araç gereç, alt sözleşmeler ve bunlara ilişkin tüm harcamaları kapsarlar.
DUVAR: Yapılarda taş, tuğla, briket, kerpiç ve benzeri gereçlerle yapılan düşey bölme öğesi. Ahşap ve benzeri gereçlerle yapılıp kolayca sökülebilenlerine bölme denilmektedir.
DİKME: 1.Genellikle, düşey taşıyıcı direk. 2. Ahşap yapılarda pencere ve kapı yanlarına dikilen direklerden herbiri. 3. Çatılarda dikine konulan ve üzerlerine aşıkların çakıldığı çoğu kare kesitli ağaçlardan her biri.
DİLETASYON DERZİ: Binanın gerek zeminden ve bina yüklerinden, gerekse elemanların farklı genleşmelerinden oluşan etkilere karşı yapılan derzler.
DÜZEN: 1. Sanat yapıtlarında öğelerin dengeli kompozisyonu. 2. Eski Yunan mimarlığında Dor, İyon, Korint üslupları için kullanılan sözcük, nizam. 3. Yerleştirme biçimi.




E
EĞİK MAHYA: Yatay olmayan mahya, mail mahya. 2. Ramazan gecelerinde, camilerde iki minare arasına ip uzatıp kandil veya ampul dizerek meydana getirilen yazı veya resim.
EK HİZMETLER: İnşaat proje yöneticisi ile mal sahibi arasındaki anlaşmada belirtilen temel hizmetlere ek olarak sağlanan hizmetler.
Ekskavatör: sdfs fsdf asdsdfs fsdf asdsdfs fsdf asdsdfs fsdf asd
EKSİK İŞ: Çizimler, şartnameler ve ilgili standartlar açısından henüz eksik, yetersiz ve işçiliği kötü işlerdir.
EKSİKLER TUTANAĞI (Listesi): Bu liste inşaatın sonuna doğru hazırlanır. Bunda yüklenicinin eksik, şartnamelere miktar ve kalite açısından uymayan ve işin sonundan önce telafi edilmesi gereken işler belirtilir.
EMANET İŞ: 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 81. maddesinde sayılan işlerdir.Bu tür işlerde araya bir müteahhit girmez ve idare işi kendi imkanlarıyla veya işi kısımlara ayırarak taşaronlar aracılığıyla gerçekleştirir.
emay: Mineral kökenli camlaşmış boya
ENDERUN: 1. Eskiden, önemli bir kimsenin konağının iç yanına verilen ad. 2. Sarayın harem dairesi bölümü. 3. Saraydan olanlara bilim ve sanat öğretilen okul.
ESKALASYON: Yüksek enflasyon nedeniyle girdi fiyatlarında görülen hızlı artışların sabit birim fiyatlarla ihalenin gerçekleştirilmesini engellediği için başvurulan bir yol. Eskalasyon fiyat farkı anlamında kullanılmaktadır.
ESKİZ EVRESİ: Geleneksel olarak bu evre, tasarım hizmetinin ilk basamağıdır. Bu evrede tasarımcı projenin gereklerini saptar, projenin boyut ve yapısını gösteren evrak ve çizimlerden oluşan eskiz etütlerini yapar.
ESTETİK: 1. Güzelliği ve güzelliğin insan zihnindeki ve duygularındaki etkilerini konu olarak alan felsefe okulu, bediiyat. 2. Güzellik duygusuyla ilgili.
EV: Yalnızca bir ailenin oturabileceği şekilde ve büyüklükte yapılmış konut.
EVRELİ İNŞAAT: İnşaat yada tasarım ile birlikte inşaatın kısım kısım gerçekleştirilmesidir. Bunda her örtüşen veya izleyen evre veya unsurun (parçanın) belirli bir çapı olup, her biri ayrı bir proje biçiminde dikkate alınmaktadır.
EŞİK: 1.Kapı boşluğunun altına gelen ve kapının ayırdığı iki hacmin döşemelerinden biraz yüksekçe olan kısım. 2. Bu yükseltinin yeri.




F
FRONTALLİK: Düşey eksenlilik.
FRONTON: Alınlık.
FUAYE: Bir gösteri veya toplantı binasının, temsil veya toplantı aralarında kullanılan dinlenme holü.
FİGÜRE: Temel ve temel-altı tabakalarının oluşturulması sırasında serilmeye hazır durumda, yol boyunca, bir kenara düzgün ve tektip biçimde konmuş malzeme yığını.
FİYAT ANALİZİ: İnşaata ilişkin birim maliyetlerinin hesaplanması işlemine verilen ad. Bu işlemde işçilik, makina, taşıt, araç ve gereçlerin miktarı ve tutarı saptanır.
FİZİBİLİTE: Özel bir maliyet kontrol yöntemi olup, projede istenen fonksiyon, performans ve güvenirliği, en düşük “ömürboyu” maliyetle sağlamak açısından proje veya işletim fonksiyonlarının sistematik ve yaratıcı analizlerini içerir.




G
GALERİ: 1. Sanat yapıtlarının sergilendiği salon, sanat galerisi. 2.Örtülü geçit; uzun sofa, divanhane, dehliz. 3. Bir tiyatro salonunun çevresinde yer alan balkon.
GARANTİ: Projede bir tarafın kendi işi için saptanmış sorumluluğu yükleneceğine dair güvence vermesi.
GEÇ TESLİM SÜRESİ: Geç teslim süreli kalemlerin satın alınması ile teslimleri arasında geçen zaman.
GEÇİCİ KABUL: Bir inşaatın -tamamen bitmemiş bile olsa- mal sahibi tarafından öngörülen amca uygun olarak kullanılmak istendiği düzeye ulaştığını, tasarımcı veya proje yöneticisi veya her ikisinin belgelediği tarih.
GEÇİCİ TEMİNAT: Yüklenicinin mal sahibi tarafından, ihale evrakında tanımlanan işi, teklif fiyatı ile gerçekleştirmek hususunda sözleşme taahhüdünü yerine getirmemesi halinde, bir sigorta kuruluşunun mal sahibine teminat miktarını ödeyeceğini bildiren beyanı.
GEÇİŞ ÜSLUBU: Bir üsluptan bir başkasına geçişte meydana gelen ve her ikisinin de izlerini taşıyan ara üslup, intikal üslubu.
GENEL ŞARTNAME EKİ: Teklif ve/veya sözleşme evrakının bir parçası olan genel şartnameye yapılan ek ve/veya değişiklikler.
GEOMETRİ: Çizgi, yüzey ve hacim olarak uzayı ele alıp şekillerin özelliklerini ve ölçümlerini gösteren matematik kolu, hendese.
GÖNYE ALMAK: Pisagor teoremindeki 3-4-5 kuralı sayesinde 90 derecelik dik köşelerin oluşturulması.
GÖRÜNÜRDEKİ EN DÜŞÜK TEKLİFİN SAHİBİ: Teklif formu veya sözleşmede belirtilen işin ilgili kısmı için en düşük teklifi vermiş olan kişi.
GÖTÜRÜ ÜCRET: Bu ücret belirli (sabit) bir miktar olup işin gerçekleştirilmesi için ödenen tüm dolaysız ve dolaylı giderler ile birlikte, genel harcama ve fiili kârı içerir.




H
HAKEDİŞ: Tamamlanmış iş kısımlarının inşaat proje yöneticisi tarafından periyodik biçimde denetlenip onaylanması üzerine, bunlarla ilgili sözleşme tutarının periyodik olarak mal sahibi tarafından ödenmesi.
HAKEDİŞ PROGRAMI: Tanım ve maliyetler ile birlikte işçilik ve malzemeyi içeren pozların toplamı sözleşme bedelini verir. Pozlar yardımı ile yüklenicilerin hakedişleri hesaplanır.
HAKEDİŞ TOPLANTISI: Yapımın herhangi bir evresinde ilerlemenin izlenmesi amacı ile yapılan toplantı.
HAN: 1.Eskiden yollar üzerinde ve kasabalarda yolcuların konaklamalarına yarayan, odaları, avluları, ambarları ve ahırları bulunan kagir veya ahşap bina. 2.Günümüzde, büyük kentlerde yapılan, oda oda veya daireler halinde kiralanan büro binası, iş hanı.
HARFİYAT KLASI TESPİTİ: Şartnamelerin öngördüğü kurallar içerisinde zeminin hangi klasta (cins ve sınıfı) olduğunun belirlenmesi.
HARPUŞTA: Don ve yağış etkilerinden korumak için yapılan açık duvar üstleri kaplamasına verilen ad. Kesme taş,beton veya mozaikle yapılır.
HARİM: 1. Osmanlı camilerini çevredeki evlerden ve sokaklardan ayıran, duvarlarla çevrili dış avlu, muhavvata. 2. Harem dairesi.
HAVALİMANI: Havayolu ulaşımı ya da taşımacılığı için gerekli ticari ve teknik tesisleri de içeren büyük havaalanı.
HAVASIZ SPREYLEME (PÜSKÜRTME): Yüksek basınçla bir delikten, kuvvet uygulayarak boyanın atomizasyonu prosesi. Özellikle boya önceden ısıtıldığında, solventlerin buharlaşması ile yol almasının efektidir.
HAVUZ: 1.Bahçeleri sulama işinde kullanılmak için veya süs amacıyla içine su doldurulan üstü açık, yayvan yer. 2. Gemilerin onarılmak üzere içine alındıkları yer.
HAYAT: Köy ve kasaba evlerinde üstü kapalı, önü avluya bakan, bir veya birkaç yanı açık sofa. Ankara da sergah, İzmir de hanay, başka bölgelerde divanhane, tahta boş gibi adlarla bilinir.
HIZLI YOL: Bir tasarım işini tüm tasarım bitmeden önce inşaata başlanabilecek biçimde evrelere ayırma sürecidir. Böylece inşaat evresi ile tasarım evresi (kısmen) örtüşürler
HOL: Sofa.
HURDİ DÖŞEME: Statik olarak tek doğrultuda çalışan döşeme.
HİPODROM: At yarışları yapılan alan, at alanı.
HİSAR: Eskiden taştan yapılan kuleli ve yüksek duvarlı küçük kale.
HİSTORİSİZM: Mimaride tarihsel verileri ön planda tutarak tarihten esinlenmeyi ilke edinen akım.
HİZMETE ALMA: Bir tesisin çalıştırılması, ayarlanması ve belgelendirilmesi.




I
YAPI: Karada veya suda, bayındırlık veya iskan amacıyla kurulan köprü, yol, tünel, baraj, bina gibi tesisler ile bunların yeraltı ve yerüstü inşaatı.
YAPIM SONRASI EVRE: Kesin kabulü izleyen evre.
YARARLANMA: İnşaatın bitişinden (kesin kabulden) önce, mal sahibi tarafından (öngörülen amaçla) kullanılması.
İÇ MİMARLIK: Bir binanın iç bitirme ve donatım işlerini yapma sanatı.
YEDDİ EMİN (Emanetçi): Sözleşmeye göre görevi, mal sahibi için namus, dürüstlük, güven ve titiz bir iyi niyetle hareket etmek olan kişi veya kuruluş.
YETERLİLİK: İhale evrakının ihale dosyasında tanımlanan projeye uygun teklif verilebilmesi açısından yeterliği (yeterlilik derecesi).
YETERLİLİK İNCELEMESİ: En düşük teklif fiyatı ve inşaat süresince en az anlaşmazlık amacı ile sözleşme evrakının, yerel piyasa ve ihale stratejisini dikkate alarak çeşitli hata, belirsizlik ve eksiklerin ortadan kaldırılması hususunda rutin incelenmesi.
İHALE UYARISI: Kişi ya da kuruluşa ihaleyi kazandığını bildiren belge.
İHTİYATİ HACİZ: Bir yükümlülüğün yerine getirilmesini veya bir borcun ödenmesini sağlamak için bir mülkiyete ipotek koymak, emanete almak, üzerinde hak iddia etmek.
İHZARAT: İnşaatta malzemesinin ilerde kullanılmak üzere usulüne uygun tarzda depo edilmesi.
İKSA DUVARI: Yarma şevlerini desteklemek veya benzeri bir amaçla inşa edilmiş kargir veya betonarme duvar.
İLETKİ: Bir açıyı ölçmeye ve aynı açıyı başka bir yerde çizmeye yarayan, yarım veya tam çember biçimindeki alet, minkale.
İMAR: Bayındırlık.
İMAR DURUMU: Bir arsanın imar planına ve imar yönetmeliğine göre nasıl kullanılabileceğini bildiren ve belediyece düzenlenerek isteği üzerine arsa sahibine verilen belge.
İNŞA: Yapma, kurma.
İNŞA EDİLEBİLİRLİK: Projede, tüm hedeflere ulaşma açısından ihale, uygulama ve yorumlamada kullanılan sözleşme evrakının açık, tutarlı ve eksiksiz olması sonucu kolay inşaat yapabilme (özelliği).
İNŞA EDİLEBİLİRLİK İNCELEMESİ: Tüm proje hedeflerine ulaşılması için sözleşme evrakının açıklık, tutarlık inşaat kolaylığı ve eksizlik açısından değerlendirilme süreci.
İNŞAAT: 1. Yapı, yapı işleri. 2. Yapım: bina inşaatı.
İNŞAAT ALANI: 1.Bodrum ve çatı katları dahil, iskanı mümkün olan bütün katların, ışıklıklar çıktıktan sonraki alanlarının toplamı. 2. Yapıyeri.
İNŞAAT BÜTÇESİ: Genellikle proje için planlama veya tasarım evresinde belirlenen toplam.
İNŞAAT MALİYESİ: Bu maliyetler, inşaat sözleşme giderleri, destek ve genel giderleri ile kullanılan işçilik, malzeme ve tesisat harcamalarını içerirler.
İNŞAAT PROJE YÖNETİCİSİ ÜCRETİ: Proje yöneticisine yaptığı hizmet karşılığında sözleşmeye göre verilen ücret
İNŞAAT İŞ PROGRAMI: İşlemleri, sürelerini ve işlem zincirlerini göstererek inşaat süresini ortaya koyan grafik, tablo, metin veya başka açıklamalar.
İNŞAAT İŞLETMECİLİĞİ: Bir inşaat programında inşaatın proje tasarımından gerçekleştirilmesine kadar olan evrelerinde süre, maliyet ve kalite denetimi amacıyla kullanılan profesyonel yönetim süreci.
İNŞAAT İŞLETMECİSİ: İnşaat yönetim hizmeti verecek nitelikte uzmanlık ve olanaklara sahip kişi veya örgüt.
İSKAN: 1.Yurtlandırma, yerleştirme. 2.Yurtlanma, yerleşme.
İSKAN SINIRI: İmar sınırı içerisinde yapı yapma izni verilen bölgeler ile izin verilmeyen bölgeleri ayıran sınır.
ÜSLUP: Bir sanatçının, bir sanat çeşidinin veya bir sanat döneminin kendine özgü tasarım tarzı; belirli bir mekan ve zamanda, sanat alanında, benzer gereksinme ve olanaklardan doğan anlatımları birleştiren ortak payda, stil.
ÜST BAŞLIK: 1.Bir kafes kirişin veya makasın basınca çalışan üstteki bölümü. 2.Bir kapı kanadının üstünde bulunan ve serenleri bağlayan parça. 3.Üst flanş.
ÜST GEÇİT: Doğal zeminin üstündeki yaya veya taşıt geçidi.
İSTASYON: 1. Herhangi bir gereksinmeyi karşılamak üzere duraklanan yer. (tren istasyonu, benzin istasyonu.) 2. Araştırma kuruluşu. (deney istasyonu)
İSTİNAT: Dayanma, yaslanma.
İSTİNAT DUVARI: Yüksek bir setin kenarına toprağı tutmak üzere örülen duvar, dayanma duvarı.
İTİBARİ KOT: Bir projenin kotlarının verilmesinde başlangıç kotu olarak seçilen değişmez bir noktanın kotu. Bu kot, seçilen herhangi bir rakamla gösterilir, öteki kotlar buna göre düzenlenir.
YÜKLENİCİ: İnşaat vb. işlerin sözleşme, plan ve şartnamelere uygun biçimde yapımı için sorumluluk alan ve bu amaçla işgücü, malzeme ve ekipman sağlayarak bunları yöneten (denetleyen) kişi veya örgüt.
Yürüyen Kreyn: Ray, palet ve lastik tekerler üzerinde hareket ederler.
İZOLASYON: 1. Yalıtım, tecrit. 2. Geçirimsizlik, sızdırmazlık, tecrid.
İŞ: Sözleşme evrakına göre işçi, malzeme ve ekipman gerektiren her türlü inşaat.
İŞE BAŞLAMA EMRİ: Kişi veya kuruluşa bir projedeki sözleşmesi ile ilgili olarak işe başlama yetkisi veren belge ve / veya an.
İŞLETMEYE GEÇİŞ: Mal sahibinin tesise yerleşmesinden önce ve mal sahibince atanan işletme ve bakım personelinin kontrolü ele alması ile sistemin, işletme ve kontrol dönemine başlaması.
İŞİN ÇAPI: Proje ya da sözleşmedeki gereksinimlerin tümünün tanımıdır.
İŞİN ÇAPINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER: Bunlar, tasarım ve yapım sürecinde işin çapını artıran ya da azaltan değişikliklerdir.




İ
ISLAH: Bir bölgenin, tümüyle yenilenmeksizin yaşama koşullarının düzeltilmesi.
IZGARA: Maden veya ahşap çubukları aralıklı sıralamakla meydana getirilen parmaklık veya kafes.
IŞIK: Cisimlerin görülmesine ve renklerin ayırt edilmesine yol açan fiziksel enerji, ziya. Işık, saydam ve homojen bir ortamda doğru çizgi halinde yayılır.




J
JEODEZİ: Yeryüzünün tamamının veya bir bölümünün alanını veya uzaklıkları ölçme bilimi.
JEOLOJİ: Yerbilim, yer bilimi.
jips: Pişirilip öğütülerek alçı elde edilen, kalsiyum sülfat yer katmanı
JİPSOPLASTİ: Alçıdan kabartma süsler yapma sanatı.




K
KABARTMA: Kil, alçı, taş gibi işlenebilir gereçleri alçaklı yüksekli yüzeyler halinde biçimlendirerek meydana getirilmiş yapıt, rölyef.
KALAN MALİYET PROJEKSİYONU: Bir projedeki belirli bir zaman noktasından işin sonuna kadar oluşması beklenen maliyettir. Bu maliyet, o güne kadar gerçekleşmiş olan ile planlanmış toplam maliyet arasındaki farktır.
KALE: Eski zamanlarda, içine halkın ve askerlerin kapanıp düşmana direnmeleri için kurulan yüksek ve kalın duvarlı, kuleli, burçlu ve mazgallı geniş yapı; surların tümü, kermen.
KALKAN DUVARI: Bir beşik çatıda aşıklara dik doğrultudaki üçgen dış duvar.
KALİTE: Projenin yada onu oluşturan unsurların çizim, şartname ve uygun standartlar açısından, mal sahibinin istek, hedef ve beklentilerine ne dereceye kadar uyduğunun ifadesidir.
KALİTE YÖNETİMİ: Kalitenin sağlanması doğrultusunda, yararlanılan kaynak ve işlemlerin eşgüdüm ve yönlendirilmesinde söz konusu sistematik prosedür ve yaklaşımların planlanması, organize edilmesi, uygulanması ve belgelendirilmesidir.
KAMULAŞTIRMAK: Bir şeyi sahibinden satın alarak kamuya mal etmek, kamu yararına almak, istimlak etmek.
KANALİZASYON MAZGALI: Sokaklarda, yağmur sularının toplandığı kanal ağzı.
KANİVO: Yol yüzeyine düşen yağmurun bordür kenarında toplanıp yol boyunca aktığı yer.
KAPALIÇARŞI: Üstü örtülü eski çarşı yapılarına verilen ad.
KARABODOS HATILI: Doğramacılıkta kullanılan 8x28 cm kesitli ağaç.
KARGALIK: Bir alın duvarında mertekler arasında kalan boşluklara ya da duvar parçalarına verilen ad.
KARNE: İhaleye katılma yeterlilik belgesine verilen ad.İhale komisyonuna verilmek üzere yasal kuruluşlarca hazırlanır ve yalnız verildiği iş için geçerli olur.
KARŞILAŞTIRMALI KEŞİF: Bir tasarım bileşeninin bir alternatif ile değiştirilmesi açısından karşılıklı maliyet ve riskleri ortaya koyan analiz. Bu analiz hem parasal, hem de fonksiyonel değerler açısından yapılır.
KASR (kasır): Savunmalı hükümdar sarayı, şato veya büyük köşk.
KATILMA-YETERLİK BELGESİ ALANLARIN LİSTESİ: Rekabete dayalı fiyat vermek hususunda ön yeterliliğe sahip olduğu saptanan yüklenicilerin listesi.
katrak: Birden fazla testeresi olan tomruk biçme/taş kesme tezgahı
KAİDE: Altlık, ayaklık.
KD KALİTE DENETİMİ: İnsanlar, sistemler, malzemeler, evrak, teknik ve işçilik dahil tüm proje unsurlarının plan, şartname ve ilgili standartlara uygun olup olmadığını saptamak amacı ile yapılan sürekli inceleme, teftiş, belgeleme ve testlerdir.
KEMER: 1. İki sütun veya iki ayak arasındaki bir açmanın üstünü örtmek için, uçları bu sütun veya ayaklara oturmak üzere yay şeklinde yapılan, ahşap, maden ya da kagir yapı parçası. 2. Yay şeklinde çerçeve.
KENT PLANLAMASI: Belediye ölçüsünde yapılan fiziksel planlama. Şehircilik, kentbilim.
KERVANSARAY: Eskiden ana yollarda kervanların konaklaması için yapılan büyük han, sultan hanı.
KESON: Bir temel biçimi. Sağlam zeminin derinde olduğu durumlarda, daha geniş ve sağlam temel yapmak için zemin üzerinde içi boş olarak inşa edilir ve ağırlığından da yararlanılarak istenilen derinliğe indirilir.
KESİN TEMİNAT: Sözleşmedeki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde bir sigortanın sigortalı mal sahibi veya yükleniciye teminattaki miktarı ödeyeceğine dair beyanı.
KESİN TEMİNAT POLİÇESİ: Geçici ve kesin teminat, yevmiye ve malzeme ödeme teminatlarını, birinci (ana) yüklenicinin sigortalıya (mal sahibi veya yüklenici) ödememesi veya müzayakası halinde ilgili (sigorta) kuruluşunun kendisine, poliçe üzerindeki miktarı ödeme beyanı
KG KALİTE GÜVENCESİ: Kalite kontrol prosedürlerinin gerçekten kullanıldığına güvenmek açısından, planlı ve sistematik yöntemlerden yararlanılmasıdır.
KIVAM (VİSKOZİTE): Boyanın akmaya karşı direnci.
Klasman: Kazı işlerinde zemin cinslerine göre kısımlara ayrılması ve bunların miktar bakımından yüzde olarak oranlarının saptanması.
KONAK: Büyük ve görkemli ev.
Konkasör: İri taşların ihtiyaca göre küçük parçalar haline getirilmesini sağlayan iş makinası.
KONSTRÜKSİYON: 1.Yapı. 2. Bir çerçeve içinde yan yana dizilen veya bir ızgara meydana getiren ağaç çıtaların veya karton peteğin iki yüzüne kontrplak veya suni tahta levhası yapıştırılarak yapılmış (tabla).
KONUT: Bir veya daha çok insanın ikamet ettiği yer, ev mesken, ikametgah.
KONİK: 1. Koni biçiminde veya koni ile ilgili olan. 2. Tabanı daire şeklinde olan bir koninin bir düzlemle kesilmesinden elde edilen türlü kesit eğrilerine verilen ortak ad.
KORKULUK: Köprü, merdiven, balkon gibi düşmek tehlikesi olan yerlerin kenarlarına dikilen alçak duvar veya parmaklık.
KOT: 1. Bir noktanın, esas olarak alınan yatay düzlemden yüksekliği ve bu yüksekliği gösteren rakam. 2. Projelerde boyutları göstermek için ölçü çizgileri üzerine yazılan rakam, ölçü rakamı.
KOT ÇİZGİSİ: Ölçü çizgisi.
krampon: Kenet, ağır ahşap inşaatta öğeleri birbirine bağlamada kullanılan iki ucu kıvrık ve sivri demir parça
Kreynler: Yükün düşey ve yatay olarak taşınmasını sağlayan iş makinalarıdır. Sabit, yürüyen, kule şeklinde ve kablolu kreynler vardır.
KRİTİK YOL METODU: Bir projenin planlama ve denetimi için tüm geçerli bilgileri tek bir planda toplayarak onun tamamlanması için gereken işlemlerin sıra ve süreleri ile aralarındaki ilişkileri gösteren bir yönetim aracıdır (tekniğidir).
KUBBE: Küre takkesi, yarım küre veya toparlakça kümbet biçimi verilen yapı örtüsü; bir kemerin , yayının tepe noktasından inen dikin çevresinde dönmesiyle meydana gelen örtü. Kubbeler kare, çokgen ya da dairesel planları örtmekte kullanılmıştır.
KULE: 1. Yüksek ve çoğu silindir şeklinde yapı. 2. Burç. 3. Osmanlılarda, çiftlikler veya yazlıklarda beylerin savunmaya elverişli kasırlarına verilen ad.
Kule şeklinde kreyn: Gereçleri 50 m.ye kadar öıkarmak için kullanılır. Kaldırma kapasiteleri 2-4 tondur.
kuvars: Kumlama işleri ve aşındırıcılarda kullanılan billûrlaşmış,silis türlü dişli kum.
KÜBİK: 1. Küp şeklinde olan. 2. Kübizm akımına uygun olarak yapılmış olan.
KÜLAH: 1.Silindir veya çokgen prizma biçimindeki kulelerin veya minarelerin üstünü örten sivri çatı. 2. Ocaklarda, dumanın oda içine yayılmasını önlemek ve bacaya girmesini sağlamak için ateşliğin üstüne konulan çoğu yarım huni biçiminde davlumbaz.
KÜPEŞTE: Korkulukların üzerine, elin kaymaması için yerleştirilen ve boydan boya devam eden profilli ahşap, maden veya plastik kısım.
KÜRESEL: Küre ile ilgili olan veya küre biçiminde olan, kürevi.
KÜRESEL ÜÇGEN: Bir küre yüzeyi üzerinde belirtilen eğri kenarlı üçgen.
KİRİŞ: Boyu doğrultusundaki eksenine dik kuvvetlerin etkisi altında bulunan çubuk; döşemeden gelen yükleri düşey taşıyıcılara aktaran, eğilmeye dayanıklı strüktür elemanı. Kirişler genel olarak ahşap, çelik, betonarme, ön gerilmeli beton olurlar.
KÖŞK: 1.Açıklık yerde, bahçe içinde yapılmış, çoğu yazın kullanılan süslü ev, villa. 2. Cihannüma.




L
LABİRENT: 1.Yollarının veya geçitlerinin çokluğu dolayısıyla içinden kolay kolay çıkılamayan yer. 2. Çoğu Gotik kiliselerinin döşeme kaplamalarında, açık ve koyu renkli taşların ardışık sıralar halinde dizilmesiyle elde edilen geometrik süs. (Kudüs yolu)
LENTO: Süvelerin üzerini kapatan elemanlara verilen ad. Lentolar duvar boşluklarının üst kısmını teşkil eder. Taş,demir profil veya betonarmeden yapılırlar.
LEVYE: Bir yükü ağırlığı yerinden oynatmada kullanılan çelik çubuk.
Loder: Kazı ve yükleyici olarak kullanılan iş makinaları.
LOJMAN: Personelin oturması için kimi kuruluşların yaptırdıkları düşük kiralı veya kira karşılığı olmayan konut.
LİMAN: Gemilerin barınarak yük veya yolcu alıp indirdikleri yer.
LİMONLUK: Merdiven boşluğu tarafında,basamağın üst ve ön kısmında yapılan çıkıntıya limonluk denilir.Ayağın merdiven boşluğuna kaymaması ve merdivenin temizlenmesi sırasında su vb. nin yanlardan aşağıya dökülmemesi için yapılır.




M
MADDİ TAZMİNAT: Sözleşmeye göre yüklenicinin işi bitirmede gecikmesi halinde mal sahibine genellikle gün bazında ödemeyi kabul ettiği para miktarı.
MAFSAL: Eklem, oynak yeri.
MAHYA: 1.Çatıda iki eğik yüzeyin, dışta 180 dereceden büyük bir açı yaparak birleştiği çizgi.
MAHYA AŞIĞI: Kırma veya beşik çatılarda mahyaya yerleştirilen aşık.
MAHYA KİREMİDİ: Mahyayı örtmekte kullanılan özel şekilli kiramit.
MAHZEN: 1.Yeraltı deposu. 2.Arşiv.
makadam: Kırmataş serilip silindire sıkıştırılan yol kaplaması.
MAL SAHİBİ PROJE YÖNETİCİSİ: Bu bir proje yönetim biçimi olup burada mal sahibi, bağımsız bir proje yönetim kuruluşunu -proje ekibi üyesi olarak- kullanmaz ve proje yönetim hizmetinin tamamını şirket içi personel ile karşılar.
MAL SAHİBİNİN GÜVENCESİ: Projede beklenmedik değişikliklerden doğacak zararı karşılamak amacıyla mal sahibinin ayırdığı para miktarıdır.
MALAKSÖR: Harç karıştıran makine ( Basit, ufak betoniyer). Kamaç.
malta: yumuşak doğal asvalt
MALİYET KONTROLÜ: İnşaat maliyetinin mal sahibince onaylanan prosedür ve yetki çerçevesinde hesaplanan sınırlar içinde tutulması işlevi.
MALİYET YÖNETİMİ: Belirlenen bütçe sınırları içinde kalmak amacıyla, planlama, tasarım ve yapım süreçlerindeki tüm veya kısmi maliyetlerin yönetimi.
Marto: Çekiç
Marto: Çekiç
MASİF: 1. Kütle ya da külçe halinde olan, som. (Örneğin, masif ahşap.) 2. Yığma. (Örneğin, masif yapı.)
MAZGAL: 1.Kale duvarlarında iç yanı geniş, dışyanı dar delik. 2. Kale korkuluğunda mazgal dişleri arasında kalan her boşluk.
MEGALİT: Tarih öncesi çağlarda dikilmiş anıtsal taş.
MEGALİTİK: Çok iri taşların birbiri üzerine harçsız olarak yerleştirilmeleriyle yapılan ve insanoğlunun ilk mimari yapıtlarını meydana getiren ilkel yapı.
MEGALİTİK MİMARLIK: Megalitik yapıların oluşturduğu mimarlık.
MEGARON: 1.Miken ve Girit saray ya da evlerinde büyük, dikdörtgen hol veya erkeklere ayrılmış bölüm. 2.Önünde bir giriş bölümü, içinde bir odası, odanın ortasında bir ocak bulunan ve bütün Yunan mimarlığına örnek olan, taştan yapılmış eski Yunan konutu.
MEKAN: İnsanı çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içinde eylemlerini sürdürmesine elverişli olan boşluk. Mimari bir mekan yaratmak, geniş anlamdaki doğadan veya peyzaj mekanından insanın kavrayabileceği bir bölümü sınırlamaktır.
Mengene: Kesilecek, işlenecek, düzenlenecek bir nesneyi sıkıştırmaya yarayan aygıt.
MERDİVEN: Yukarıya, yükseğe çıkmak için yapılan basamaklı yol. Ahşap merdivenler basamaklarının düzenleniş şekillerine göre bindirme basamaklı, oturtma basamaklı, sürme basamaklı gibi adlar alırlar.
MERDİVEN BOŞLUĞU: Merdiven boyunca yapının tepesine kadar uzanan boşluk, merdiven evi, merdiven yuvası.
MERDİVEN GENİŞLİĞİ: Küpeşteler arasında kalan serbest genişlik.
MERTEK: Ahşap çatıda mahyadan oluklara kadar uzanıp örtüden gelen yükleri taşıyan ve aşıklara ileten, çoğu 3/1,4/10,5/10,5/12 cm kesitli ağaçlara verilen ad. Türkiye de mertek aralıkları 75 cm den daha çok yapılamaz."
MESKEN: Konut.
MESKUN: İnsanların oturduğu yapı veya bölge.
METROPOL (Metropolis): Belli bir büyüklüğe ulaşmış, örneğin, nüfusu bir milyonu aşmış ve bir bölgenin en önemli kenti olarak nitelenebilen yerleşme.
MEYDAN: Halkın toplandığı, çoğu binalarla çevrili, düz, açık ve geniş yer; alan.
MEZBAHA: Kasaplık hayvanların kesildiği yer, kanara, salhane.
mikrobeton: İnce beton. En iri tanesi 8-10 mm büyüklükte olan beton.
miksaj: Harmanlama,karma,karıştırma
molas: Killi kireçli kumtaşı. Balçıklı kireç ve kum karışımı tortul oluşum.
moloz: yapım ve yıkım artığı taş, tuğla harç vb. kalıntılar
MONÜMAN: Anıt, abide, dev yapıt.
MOZOLE: Çok önemli bir kişinin gömülü olduğu anıtmezar. Bu sözcük, Karya Kralı Mausolus un (M.Ö. 4.yy), klasik çağlarda dünyanın yedi harikası arasında sayılan Bodrum daki görkemli mezarından sonra yerleşmiştir.
MURÇ: Taş yüzeylerinin kaba düzlemesinde, her cins beton ve kagirin kırılması ve de delik açmalarda kullanılan sivri uçlu demir el aygıtı.
MÜCAVİR: Komşu, yakın.
MÜCAVİR ALAN: Belediye sınırlarına komşu olup kentin ilerideki gelişmesi bakımından gerekli görülen ve imar mevzuatı bakımından belediyelerin denetim ve sorumluluğu altına verilmiş olan alanlara verilen ad, komşu alan.
MİMAR: Yapıların tasarımını yapıp bunların uygulamasını yöneten sanat ve fen adamı. Mimar bir yapının gerçekleştirilmesinde bu ekibin iş birliğinin yöneticisi durumundadır.
MÜZE: Sanat ve bilim yapıtlarının veya sanat ve bilime yarar şeylerin görülüp yararlanılması için bulundurulduğu yer.




N
NEOPREN: Neopren( Marka) Conta olarak kullanılan bir sentetik elastomer.
NİVELMAN: Arazi üzerinde çeşitli noktaların belli bir röpere göre yükseklikleri ya da yükseklik farklılıklarını ölçme eylemi. Düzeçleme.
NİVO: 1. Düzey, seviye kot. 2.Dürbünlü düzeç. Dürbünlü nivelman aygıtı.
NİŞ: Çoğunun üstü kemerli duvar hücresi, hücre.




O
ODA: 1.Bir binanın, özellikle bir evin oturmak, çalışmak, yatmak gibi eylemlere yarayan gözlerinden her biri: oturma odası, yatak odası, yemek odası, sandık odası. 2. Meslek adamlarının içinde toplayan resmi birlik. Örneğin, Mimarlar Odası.
ofşor: Kıyı açığı.Kıyının deniz tarafı ve bu bölgedeki yapım.
ONARIM: Onarmak işi, restorasyon, tamirat, tamir.
ONAYA SUNULAN EVRAK: Sözleşme evrakında istenen enformasyonun (bilgi, döküman) iletilmesi.
OTOMASYON: Türlü endüstriyel, yönetimsel ve bilimsel işlerin insan aracılığı olmadan ya da çok az insanla otomatik olarak yürütülmesi.




Ö
ÖLÇEK: Bir harita veya çizimde görülen uzunluklarla bunların imlediği gerçek uzunluklar arasındaki oran, mikyas.
ÖMÜR BOYU MALİYET: Bir yapı veya tesisisin yapının ömür boyu maliyeti onun bugünkü değere indirgenmiş (dönüştürülmüş) planlama, tasarım, yapım, kullanım, bakım ve yıkımı ile ilgili tüm maliyetlerini kapsar.
ÖN CEPHE: Yapının yola bakan yüzü.
ÖZEL MESLEK ADAMLARI: Mimarlar, mühendisler, tasarımcılar ve özel konularda uzmanlık sahibi çeşitli meslek adamları.




P
PAH: Eğri olarak kesilmiş kenar, şataf.
PANORAMA: Yüksek bir yerden bakılınca göz önüne serilen, engin görüş.
PARSEL: Belli bir amaç için ayrılıp sınırlanmış arazi parçası; bir adanın parçalarından her biri.
PASAJ: İki yanında dükkanlar bulunan örtülü yaya geçidi.
PAYANDA: Düşey bir taşıyıcı, örneğin bir duvarı pekiştirmek için eğik olarak vurulan destek.
perforatör: Delici,delgi. Herhangi bir amaç için herhangi bir şekilde metal,taş, tahta ya da kağıt vb. ni delme.
PERGOLA: Dikmeler ve sık kirişleme (mertekleme) ile yapılan ve üzerine yeşillik saldıran gölgelik.
PEYZAJ MİMARİSİ: Bahçe mimarlığının günümüzdeki tanımı; bir toprak parçasını bitki, su, taş gibi doğa öğeleri ile düzenleme sanatı.
PLAN: Bir cismin yatay bir düzlemle kesildiği varsayılarak çizilen arakesit resmi, yatay kesit.
PLANLAMA: Plan yapma eylemi.
POZLAR: Malsahibinin muhasebeleştirme amacıyla, proje maliyet kalemlerini yazılı biçimde tanımlanması.
Prefabrike Yapı: Birleştiklerinde bir taşıyıcı sistemi meydana getiren ve atölyelerde önceden imal edilmiş olan betonarme veya öngerilmeli betonarme kısımlardır.
PREFABRİKASYON: Hazır elemanlar veya bileşenlerle yapı kurma; şantiye çalışmalarının olanak ölçüsünde fabrika çalışması haline getirilmesi ve hazır yapı elemanlarının yapı yerinde montajı ile yapılan inşaat.
PROFESYONEL TASARIMCI: Gerçekleştirilecek projenin tasarımını yaparak çizim ve şartnamelerini hazırlayan profesyonel kişi ya da kuruluşlardır. Bu profesyonel kişi mimar, mühendis veya profesyonel hizmetleri veren bir kuruluş olabilir.
PROGRAM YÖNETİMİ: Birden fazla inşaat projesi olan bir mal sahibinin, tüm projelerine standart teknik ve yönetim uzmanlığı sağlamayı amaçlayan hizmetlerdir.
PROJE BÜTÇESİ: Mal sahibinin projeyle ilgili tüm harcamalarını kapsamak üzere hesaplanan veya hedef alınan toplam miktar. Bu miktar inşaat maliyetinden başka arazi, yasal, danışma giderlerini, faiz (finansman) ve projeyle ilgili diğer tüm harcamaları kapsar.
PRİM: Mal sahibi ile yüklenici arasında yapılan sözleşmede öngörülen temel hedeflerin aşılması halinde mal sahibi tarafından ödül biçiminde yükleniciye yapılan veya yapılması gereken ödeme.
putrel: Yapılarda taşıyıcı olarak kullanılan ince demir profil.
pünez: Raptiye




R
rabiç: Bir çatkıya geçirilmiş sıvateli. (metaldepluvaye) üzerine vurulmuş sıva.
RAF: Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine tutturulmuş genişce ve uzunca ahşap, maden, cam ya da plastik levha; sergen.
rakor: 1.Tesisatta boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan iki parçalı fitings.2. İki ucuna, birbirine ters yönde diş çekilmiş manşon.
raspa: kazıyıcı. Yüzeylerde istenmeyen katmanları kazmada kullanılan demirden geniş yassı ağızlı el aygıtı.
RESTORASYON: Aslını bozmadan onarma.
RESTİTÜE ETMEK: 1.İlk şekline getirmek; eski şeklini yapmak. 2.(Bir yapıtın) Eski durumunun resmini yapmak.
Rijit Üstyapılar: Bağlayıcı malzeme olarak çimentonun kullanıldığı yol üstyapılarına denir. Sehiriçi yollarla, orta ve ağır trafik yağunluğu olan karayollarında kullanılan kaliteli bir kaplama tipidir.
RÜSTİK: 1.Kıra değin. 2. Ucu dişli taşçı çekici. 3. Duvarları, yarı yontulmuş veya taşın ilkel halini anımsatır biçimde yontulmuş taşlarla örülmüş (yapı).
RÖKONSTRÜKSİYON: Bir kentin tümünün, bir parçasının ya da bir yapının özgün biçimiyle yeniden kurulması; yeniden inşa etme.
RÖVİTALİZASYON: Canlandırım,reanimasyon.




S
Sabit Kreyn: Vinç ve bir kaldırma tertibatı vardır. Fabrika gibi sabit tesislerde kullanılır.
SAÇAK: 1.Bir şeyin kenarı boyunca sarkan püskül gibi teller; halının iki başında, çözgü ipliklerinin kesilmesinden arta kalan uçlar. 2. Çatının binadan dışarı taşan bölümü.
SAHA ÇİZİMLERİ: Bu çizimler, yüklenici tarafından sözleşme evrakına dayanarak yeterli detaylarda hazırlanır ve amacı, yüklenicinin söz konusu inşaatı tasarım hedeflerine ve sözleşme koşullarına uygun biçimde gerçekleştireceğini tasarımcıya göstermektir.
SAHANLIK: Binalarda kapı önünde, merdiven başlarında veya ortasında genişçe düzlük.
SANAYİ: Hammaddeleri yapılmış eşya haline getiren iş ve etkinliğin bütünü, uran, endüstri.
SARAY: 1.Devlet başkanlarının (veya Osmanlılarda sultanın yakınlarının) oturmalarına ayrılmış büyük konak. 2. Halk işlerinin içinde görüldüğü büyük bina.
Sathi Kaplamalar: Asfaltın ( bitüm) bağlayıcı malzeme olarak yüzeye yerleştirilip, hemen sonra bunun üzerine agreganın serilip sıkıştırılmasıyla yapılır. Karıştırma söz konusu değildir. Trafik yoğunluğu çok fazla olmayan yollara uygulanabilir.
SERGAH: Ankara evlerinde ""hayat""a verilen ad.
SERGEN: 1. Raf. 2. Ahu ağacından yapılmış örgü duvar panosu.
silo: Tane ve toz halindeki ürün ve gereçlerin ( Dökme Çimento ) konduğu dikine silindirsel gereç.
Siporex: Gazbeton
sismik: Depreme dayanır yapı tasarımı
SOĞUK DEMİRCİ: Demirin soğuk olarak el aletleri ve makineler yardımıyla kesilmesi, şekillendirilmesi ve birleştirilmesi yoluyla mamül eşya, demir doğrama ve çeşitli konstrüksiyonlar haline getirilmesine ilişkin işlemleri, kendi başına ve belirli bir süre içerisinde yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.
SOFA: 1.Evlerde oda kapılarının açıldığı genişçe yer, hol. 2. Kapı yanlarında oturulacak peyke. 3. Bahçelerde üzerine oturulan set.
SONDAJ ÇAMURCU: Kendi başına ve belirli bir süre içerisinde, sondaj sıvısı hazırlama, özelliklerini belirleme ve ıslah etme, çamur ekipmanlarının montaj ve bakım işlemlerini yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.
SOYUT: Soyutlama ile elde edilen, varlığı ancak eşyada gerçekleşen; somut karşıtı, mücerret, abstre.
stabilize: 1.Yol vb. yapımlara sağlam bir temel teşlik etmek üzere, bir bağlayocolı kum-çakıl ya da tuvönan kırmataş 2. Bu gereçlerin serilip sıkılaştırıldığı zemin
STADYUM: Futbol, atletizm gibi oyunlar için düzenlenmiş, seyirci yerleri de bulunan alan, stad. Bu ad atletizm çalışmaları için düzenlenmiş Roma Stadyumlarının boyunun ,""stadium"" denilen Roma milinin 1/8 ine eşit olmasından gelmektedir.
STRÜKTÜR: 1. Bir yapının yük taşıyıcı bölümü. 2. İnsan eliyle inşa edilmiş her şey.
SU KEMERİ: İlk kez eski Romalılarca uygulanmış olan, üzerinde su yolu bulunan, tuğla veya taştan yapılmış kemerli köprü.
SU KEMERİ: İlk kez eski Romalılarca uygulanmış olan, üzerinde su yolu bulunan, tuğla veya taştan yapılmış kemerli köprü.
SU POMPASI OPERATÖRÜ: Suyun bir yerden başka bir yere aktarılmasını sağlamak için, su pompası ve pompa gruplarının montaj, çalıştırma, bakım ve kontrol işlemlerini, kendi başına ve belirli bir süre içerisinde yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.
Sıcak Karışım Asfalt Kaplama: Kaba ve ince agreganın bitümlü bağlayıcılarla ( asfaltla ) özel asfalt hazırlama tesisinde karıştırılarak hazırlanıp, sıcak olarak uygulanmasına denir. Kalitelidir ve yoğun trafikte olan yollar da uygulanır.
SİLİNDİR OPERATÖRÜ: Kendi başına ve belirli bir süre içerisinde, silindirlerin günlük kontrol ve bakımını yapma, silindirleri kullanarak toprak, stabilize, asfalt gibi zeminleri, zeminin yapısına ve işin çeşidine uygun olarak sıkıştırma işlemlerini, ekonomik ve güvenli bir şekilde yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.
SİMETRİ: Bakışım, tenazur.
SİMETRİ EKSENİ: Bir simetride benzeş noktaların karşılıklı olarak aynı uzaklıkta bulundukları doğru, bakışım ekseni.
Sürveyan: Gözetmen, Yapıyerinde yapılan işlere ve kullanılan gereçlere, işveren adına nezaret eden teknikere verilen isim.
SİT: Doğal ya da insan eliyle yapılmış, özel bir fiziksel niteliği olan ve bir bütün meydana getiren çevre parçası.
SİTE: 1.Büyük kent. 2.Kimi kentlerin en eski kesimi. 3.Büyük bloklardan meydana gelen konut yerleşmesi birimi.
SÜTUN: 1.Taştan yapılmış taşıyıcı direk, kolon. Eskiden sütun sözü daha çok kagir, silindirsel ayakları anlatmakta kullanılırdı. 2.Silindir biçiminde dikilitaş.
SÖZLEŞME EVRAKI: Yüklenici ile mal sahibi arasındaki sözleşmeyi oluşturan dokümanlardır.
SÖZLEŞME UYGULAMASI: Bilinen sistem, politika ve prosedürlere dayalı olarak, sözleşme koşullarını yerine getirme işlevi.




Ş
ŞADIRVAN: Ortasında yüksekçe bir yerden şarıltı ile bol su akan havuz veya çevresi musluklu duvarla çevrilmiş su haznesi. Şadırvanların, abdest almak için camilerin iç avlularına yapılan, üstü açık veya kapalı şekilleri vardır.
Şahmerdan: Yüzeysel temel için uygun olmayan zeminlerdeki kazıklı temel inşaatlarında, kazı sırasında kendini tutamayan zeminlerdeki kazıklı iksalarda, gevşek zeminleri sıkıştırmak için başvurulan kazık çakma işlerinde kullanılan iş makinası.
ŞAHNİŞ (Şahnişin): Eski Türk evlerinde odanın sokağa ya da avluya doğru bakan üç yanı pencereli çıkıntısı.
ŞALE: İsviçre çobanlarının kulübelerine veya dağ evlerine verilen ad. Bu ad, İsviçre evleri biçiminde yapılmış bütün kır evlerine verilmektedir.
ŞARTNAMELER: İş ile ilgili malzeme, ekipman, sistem, gereken işçi vb. kaliteler konusunda, ayrıntılı biçimde yapılan yazılı açıklamalardır.
ŞÖMİNE: Salonda veya bir terasta, duvar kenarında veya ortada yapılan alafranga odun ocağı, ocak.




T
TASARIM: Tasarımlamak işi veya tasarımlanan biçim, tasavvur, dizayn.
TASARIM ÖNCESİ EVRE: Projeye başladıktan sonra ve, eskiz evresinden önce, inşaat programının hazırlandığı planlama ve konsept (fizibilite) geliştirme evresi.
TAŞLIK: 1.Taşlı yer. 2. Taşla döşenmiş yer. 3. Eski evlerde sokak kapısının içi.
TEKLİF: Sözleşmede tanımlanan işi belirli bir fiyatla yapma önerisi.
TELAFİ PROGRAMI: Bu program master programa göre olan gecikmeyi kapatmak için gereken faaliyet ve özel çabaları gösterir. Burada, her istenen proje ekip üyesinin faaliyetleri de gösterilebilir.
TEMİNAT: Üçüncü bir kişinin ürün (veya iş) kalite veya miktarı veya yeterli performansı üzerinde belirli bir süre için sözleşmede verdiği ve gerçekleşmemesi halinde yasal yaptırımı gündeme gelen karşılık.
TONOZ: Biçimi alttan iç bükey olmak üzere taş ya da tuğla ve harçla örülmüş yarım silindir biçimde tavan, bir kemerin aralıksız olarak devam etmesi ile meydana gelen örtü.
TONOZ BİNGİ: Tromp.
TOPLAM MALİYET TAHMİNİ: Bir proje veya proje elemanının, tamamlandığında gerçekleşmesi beklenen maliyetidir. Bu maliyet, belirli bir tarihe kadar gerçekleşmiş maliyet ile o tarihten işin bitimine kadar tahmin edilen maliyetin toplamıdır.
TOPOGRAFYA: Engebelerini belirtecek şekilde bir araziyi grafik olarak gösterme işi.
TRABZAN: Merdiven parmaklığı, merdiven korkuluğu.




U
UYGARLIK: İnsanların toplu olarak daha iyi bir halde yaşamaları ve doğaya hükmedebilmek için gösterdikleri çabalardan çıkan sonuçların tamamı, ki bilim ve kültür halinde belirir,medeniyet.
UYGULAMA ÇİZİMLERİ: İnşaatın bitiminden sonra, fiilen yapılmış işi gösteren çizimler.
UYGUN TEKLİF: İhale dosyasında veya sözleşmede tanımlanan bir işe uygun en düşük teklifi veren.
UYKULUK: Sergahın bir köşesine yapılmış, yüksekçe bir yanı pencereli set. Yazın burada yatılır.
UZMAN YÜKLENİCİLER: Bir projenin bütünü içinde belirli unsurları sağlayan ve/veya spesifik elemanların montajını yapan inşaat yüklenicileri.




Ü
ÜSLUP: Bir sanatçının, bir sanat çeşidinin veya bir sanat döneminin kendine özgü tasarım tarzı; belirli bir mekan ve zamanda, sanat alanında, benzer gereksinme ve olanaklardan doğan anlatımları birleştiren ortak payda, stil.
ÜST BAŞLIK: 1.Bir kafes kirişin veya makasın basınca çalışan üstteki bölümü. 2.Bir kapı kanadının üstünde bulunan ve serenleri bağlayan parça. 3.Üst flanş.
ÜST GEÇİT: Doğal zeminin üstündeki yaya veya taşıt geçidi.




V
VARAK: 1.Yazılmış kağıt. 2. Altın, gümüş veya başka madenleri döverek meydana getirilen incecik yaprak, folyo.
VEKALETEN PROJE YÖNETİMİ: Yalnız mal sahibi ile inşaat proje yöneticisi arasında belirlenen ilişki çerçevesinde uygulanan bir inşaat yönetimidir. İnşaat yönetiminde vekalet, güven çerçevesinde proje yöneticisinin, mal sahibi adına hareket etmesidir.
VERANDA: 1.Camlı taraça, üstü örtülü camlı balkon. 2. Hindistan ve Uzak Doğu da evlerin uzunluğunca yapılan hafif galeri. Bu tür verandalar taklit edilerek Avrupa da bazı evlerde de uygulanmıştır.
Vibratör: Dökülmüş taze betonu sıkıştırarak daha az boşluklu bir beton durumuna getiren makinalardır. Bir motorun verdiği hava titreşim yaparak betonun sallanıp sıkıştırılaması sağlanır.
VİTRAY: 1.Pencereleri süslemek için, kesilmiş renkli camları ince kurşun veya ağaç çubuklarla ya da alçı ile birbirine bağlayarak yapılan resim. 2. Bu resimle süslenmiş büyük pencere. Bu çeşit pencereler Avrupa ya Doğu dan gitmiştir




Y
YAPI: Karada veya suda, bayındırlık veya iskan amacıyla kurulan köprü, yol, tünel, baraj, bina gibi tesisler ile bunların yeraltı ve yerüstü inşaatı.
YAPIM SONRASI EVRE: Kesin kabulü izleyen evre.
YARARLANMA: İnşaatın bitişinden (kesin kabulden) önce, mal sahibi tarafından (öngörülen amaçla) kullanılması.
İÇ MİMARLIK: Bir binanın iç bitirme ve donatım işlerini yapma sanatı.
YEDDİ EMİN (Emanetçi): Sözleşmeye göre görevi, mal sahibi için namus, dürüstlük, güven ve titiz bir iyi niyetle hareket etmek olan kişi veya kuruluş.
YETERLİLİK: İhale evrakının ihale dosyasında tanımlanan projeye uygun teklif verilebilmesi açısından yeterliği (yeterlilik derecesi).
YETERLİLİK İNCELEMESİ: En düşük teklif fiyatı ve inşaat süresince en az anlaşmazlık amacı ile sözleşme evrakının, yerel piyasa ve ihale stratejisini dikkate alarak çeşitli hata, belirsizlik ve eksiklerin ortadan kaldırılması hususunda rutin incelenmesi.
YÜKLENİCİ: İnşaat vb. işlerin sözleşme, plan ve şartnamelere uygun biçimde yapımı için sorumluluk alan ve bu amaçla işgücü, malzeme ve ekipman sağlayarak bunları yöneten (denetleyen) kişi veya örgüt.
Yürüyen Kreyn: Ray, palet ve lastik tekerler üzerinde hareket ederler.




Z
ZEMİN: 1.Üzerinde desenler bulunan bir şeyin asıl yüzeyi. 2. Diplik. 3. Yeryüzü, yer; temelin oturduğu yüzey.
Zeyilname: Daha önce yayınlanmış sözleşme belgeleri üzerinde ekleme, düzeltme ve açıklama yapmak amacıyla, fiyat teklifi almadan önce çıkarılan ihale belgesi eki.
ZEYİLNAME: Daha önce yayınlanmış sözleşme belgeleri üzerinde ekleme, düzeltme ve açıklama yapmak amacıyla, fiyat teklifi almadan önce çıkarılan ihale belgesi eki.
Zon: Bölge, bir kentte, yeni kurulacak bir sitede yaşayan/ yaşayacak nüfusun ikamet, alıveriş, sağlık eğlence, yönetim gibi gereksinimlerine ayrılan alanlardan her biri.
ZİYADE: Bir caminin ana yapısı ile çevre duvarları arasında kalan açık bölümlere verilen ad.

 

 

insaat | insaat | Yazim: 15.11.2004 | Hit : 6997

Anasayfa >> İnşaat Sözlüğü

 



www.civilturk.com